Duyu Bütünleme

4. Duyusal İşlemleme Bozukluğu Nedir?

Dört çocuk, duyusal işlemleme bozukluğunda oyun alanında aktif şekilde oynarken; biri salıncakta, diğeri denge topuyla, diğerleri ise yerde etkileşimde.

Başlıklar

Duyusal İşleme Bozukluğunu Anlamak

Duyusal İşleme Bozukluğu (Sensory Processing Disorder / SPD); çocuğun çevresindeki duyusal bilgileri (sesler, dokular, tatlar, kokular, görsel uyaranlar, hareket ve vücut pozisyonu gibi) doğru bir şekilde algılayıp düzenleyememesi durumudur. Bu bozukluk, çocukların sosyal ilişkilerinden günlük yaşam becerilerine kadar birçok alanda zorluk yaşamasına neden olabilir.

SPD, daha önce Duyusal Bütünleme Bozukluğu (Sensory Integration Dysfunction / SID) ya da Duyusal Bütünleme Sorunu olarak da adlandırılmıştır. Günümüzde SPD terimi, bu durumu daha net ve tıbbi olarak kabul edilebilir bir şekilde tanımlamak amacıyla kullanılmaktadır.

SPD’nin Türleri ve Alt Tipleri

Duyusal İşleme Bozukluğu (SPD), çocuğun beyninin aldığı duyusal bilgileri doğru bir şekilde organize edememesiyle ortaya çıkan nörogelişimsel bir sorundur. SPD, çocuğun günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini derinden etkileyebilecek farklı türlerde görülebilir. SPD’nin doğru anlaşılması, çocuğun bireysel ihtiyaçlarının belirlenmesi ve etkili müdahale planlarının hazırlanması açısından büyük önem taşır.

SPD, üç ana başlık altında incelenir:


1. Duyusal Modülasyon Bozukluğu (Sensory Modulation Disorder – SMD)

Duyusal Modülasyon Bozukluğu, çocuğun çevresindeki duyusal uyaranlara (örneğin ışık, ses, dokunma, hareket) uygun ve dengeli tepkiler verememesiyle tanımlanır. Burada sorun, beynin hangi uyarana ne kadar tepki vereceğine karar verememesidir.

SMD üç alt tipe ayrılır:

a) Aşırı Tepki Verme (Over-Responsivity)

  • Tanım: Çocuk, bazı duyusal uyaranlara karşı gereğinden fazla, yoğun ve abartılı tepkiler verir.

  • Örnekler:

    • Saç kestirirken, tırnak kesilirken veya diş fırçalarken aşırı huzursuzluk ve ağlama.

    • Kalabalık ortamlarda veya yüksek sesli mekanlarda rahatsızlık hissi, kulaklarını kapama.

    • Etiketli, dikişli veya sentetik kıyafetlere aşırı hassasiyet gösterme.

    • Işığa, kokuya veya belirli yiyeceklere tahammül edememe.

  • Sonuç: Bu çocuklar genellikle yeni deneyimlerden kaçar, günlük rutine fazla bağlı kalır ve duygusal olarak kolayca huzursuzlanır.

b) Az Tepki Verme (Under-Responsivity)

  • Tanım: Çocuk, çevresindeki duyusal uyaranları ya fark etmez ya da tepkisi oldukça zayıftır.

  • Örnekler:

    • İsmi söylendiğinde tepki vermeme, kolayca dikkati dağılma veya çevresine karşı ilgisiz kalma.

    • Yara, çizik veya düşme gibi durumlarda acıyı geç fark etme veya hiç tepki göstermeme.

    • Soğuk veya sıcağa karşı normalin altında hassasiyet.

  • Sonuç: Bu çocuklar çoğunlukla çevreyle etkileşimde pasif kalır, kolayca unutulur ve öğrenme süreçlerinde geride kalabilirler.

c) Duyusal Arayış (Sensory Seeking)

  • Tanım: Çocuk, sürekli daha fazla ve yoğun duyusal uyarana ihtiyaç duyar ve bunları aktif olarak arar.

  • Örnekler:

    • Sürekli zıplama, koşma, mobilyalara tırmanma veya yüksekten atlama.

    • Yüksek sesle konuşma, bağırma veya sürekli gürültü çıkarma.

    • Sert dokunuş, aşırı sarılma, başkalarına çarpma isteği.

    • Kokuları veya tatları abartılı şekilde araştırma.

  • Sonuç: Bu çocuklar enerjik, yerinde duramayan, sınırları zorlayan bir profile sahip olabilir. Davranışları genellikle yanlış anlaşılır ve “yaramazlık” olarak görülür.


2. Duyusal Temelli Motor Bozukluk (Sensory-Based Motor Disorder – SBMD)

SBMD’de temel sorun, duyusal bilgilerin kaslar, eklemler ve hareket sistemine doğru şekilde iletilememesidir. Bu da çocuğun kas tonusu, vücut postürü, denge ve motor planlama becerilerini olumsuz etkiler.

SBMD iki ana alt başlık altında değerlendirilir:

a) Postüral Bozukluk (Postural Disorder)

  • Tanım: Çocuğun vücut kontrolü, denge, duruş ve kas koordinasyonunda güçlükler yaşaması durumudur.

  • Örnekler:

    • Sandalyede dik oturamama, çabuk yorulma veya vücudu desteklemek için sıklıkla yaslanma ihtiyacı.

    • Merdiven inip çıkarken ya da oyun oynarken sık sık düşme veya sendeleme.

    • Denge gerektiren aktivitelerden (ör. bisiklet sürme, sek sek oynama) kaçınma.

  • Sonuç: Bu çocuklar hareket etmekten çekinir, sportif aktivitelere ilgisiz kalabilir ve özgüven sorunları yaşayabilir.

b) Dispraksi (Dyspraxia)

  • Tanım: Dispraksi, yeni motor hareketleri planlama, organize etme ve uygulamada yaşanan zorluklardır.

  • Örnekler:

    • Ayakkabı bağlama, düğme ilikleme, makasla kesme gibi becerilerde zorlanma.

    • Yüzme, bisiklet sürme veya top oyunlarında akranlarının gerisinde kalma.

    • Sıradan günlük aktiviteleri öğrenmede gecikme (ör. diş fırçalama, yemek yeme).

    • El yazısında dağınıklık, makas tutmada beceriksizlik.

  • Sonuç: Dispraksili çocuklar hem akademik hem de sosyal ortamlarda kendilerini yetersiz hissedebilir; çoğu zaman özgüven kaybı ve içe kapanma gözlenir.


3. Duyusal Ayırt Etme Bozukluğu (Sensory Discrimination Disorder – SDD)

SDD, çocuğun bir duyusal uyarıyı diğeriyle ayırt etmekte, analiz ve yorumlamakta güçlük yaşadığı bir alt tiptir.
Bu çocuklar, duyusal bilgileri “doğru” bir şekilde ayıklayamaz; bu da hata yapmaya, karışıklığa ve günlük yaşamda zorluklara sebep olabilir.

  • Tanım: Duyusal girdileri doğru ayırt edememe, benzer uyarıcılar arasında ayrım yapamama.

  • Örnekler:

    • Dokunduğu nesneleri şekline veya dokusuna göre tanıyamama.

    • Sesleri karıştırma (ör. “d” ve “t” seslerini ayırt edememe).

    • Gözleri kapalıyken bir nesnenin cebinde mi yoksa masada mı olduğunu anlayamama.

    • Uzak ve yakın mesafe ayarlaması yapamama, topa vururken yön ve şiddeti yanlış ayarlama.

  • Sonuç: SDD’li çocuklar, hem akademik hem de günlük işlerde hata yapmaya yatkın olur; okuma-yazmada, matematikte, oyun oynarken veya sosyal ilişkilerde zorlanabilirler.

SPD Türü Ana Özellik Alt Tipler/Açıklama Belirgin Davranışlar
Duyusal Modülasyon Bozukluğu Tepki şiddetinde sorun Aşırı tepki, az tepki, duyusal arayış Aşırı hassasiyet, ilgisizlik, sürekli hareket
Duyusal Temelli Motor Bozukluk Motor planlama/postür Postüral bozukluk, dispraksi Denge sorunları, günlük becerilerde gecikme
Duyusal Ayırt Etme Bozukluğu Uyarı ayırt etmede zorluk Tüm duyularda ayrım güçlüğü Ses/dokunma/nesne ayırt edememe, hata yapma eğilimi

SPD Belirtileri Nelerdir?

Hangi Davranışlar Duyusal İşleme Bozukluğuna İşaret Eder?

Duyusal İşleme Bozukluğu (SPD) olan çocukların davranışları, genellikle “inatçılık”, “yaramazlık”, “isteksizlik” veya “aşırı hassasiyet” gibi yanlış yorumlanabilir. Oysa bu davranışların temelinde, beynin duyusal bilgileri algılama ve organize etme biçimindeki farklılıklar yatar.
Aşağıdaki başlıklarda, SPD’nin en sık görülen belirtilerini ve bunların günlük yaşama yansımalarını bulabilirsiniz.


1. Aşırı Hareket ve Çarpma İhtiyacı

  • Belirti: Çocuğunuz sürekli yüksekten atlıyor, koltuklardan zıplıyor veya eşyaların içine çarpıyorsa…

  • Açıklama: Bu, genellikle “duyusal arayış” olarak adlandırılır. Çocuğun beyni, bedeninden ve çevreden yeterli duyusal girdi alamadığında daha fazla hareketle bunu telafi etmeye çalışır.

  • Gözlem Örneği: Evde yerinde duramayan, sürekli hareket halinde olan, sallanan, dönen veya başkalarına dokunan çocuklarda sıkça görülür.


2. Seslere Aşırı Hassasiyet veya Korku

  • Belirti: Elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi, çamaşır makinesi gibi günlük aletlerin sesi çocuğunuzu rahatsız ediyorsa, kulaklarını kapatıyor, ağlıyor veya o ortamdan kaçıyorsa…

  • Açıklama: SPD’li çocuklar, işitsel uyaranlara karşı aşırı hassas olabilir. Beyin bu sesleri “tehlikeli” veya “rahatsız edici” olarak algılar ve çocuk kendini korumaya çalışır.

  • Gözlem Örneği: Okulda zil sesi, kalabalık ortamlar, ani yüksek sesler çocukta korku veya öfke nöbeti tetikleyebilir.


3. Kıyafet ve Doku Seçiciliği

  • Belirti: Çocuğunuz sadece belirli kıyafetleri giymek istiyor, etiketleri kestirmeden rahat edemiyor ya da çorap, ayakkabı giymekte zorluk yaşıyorsa…

  • Açıklama: Taktile (dokunma) duyarlılık, SPD’nin en sık rastlanan bulgularındandır. Ciltteki dokunuşlara beyin abartılı şekilde tepki verir.

  • Gözlem Örneği: Etiketi olan kıyafetleri reddeden, terlik ya da ayakkabı giymekte direnç gösteren çocuklar.


4. Seçici ve Sınırlı Beslenme

  • Belirti: Çocuğunuz yalnızca belirli yiyecekleri yiyor, yeni tatları reddediyor, bazı dokulardaki yiyecekleri ağzına almıyor veya yutmakta zorlanıyorsa…

  • Açıklama: Ağız içi duyusal hassasiyet (oral defensiveness) sonucu, yiyeceklerin dokusu, tadı veya kokusu aşırı rahatsız edici algılanır.

  • Gözlem Örneği: Yumuşak, yapışkan ya da lifli gıdaları asla yemeyen, hep aynı tür yiyecekleri tercih eden çocuklar.


5. Dokunma İhtiyacı veya Dokunmadan Kaçınma

  • Belirti: Bazı çocuklar dokunulmaktan, sarılmaktan hoşlanmaz; bazıları ise sürekli temas arar, başkalarına fazla yaklaşır, dokunmak ister.

  • Açıklama: SPD’de dokunma duyusuna aşırı hassasiyet ya da tam tersi az tepki görülür.

  • Gözlem Örneği: Anne-babaya sarılmak istemeyen veya sürekli başkalarına sarılmak, temas kurmak isteyen çocuklar.


6. İnce ve Kaba Motor Becerilerde Zorluk

  • Belirti: Yapboz, yazı yazma, makas kullanma, bisiklet sürme veya düğme ilikleme gibi aktiviteleri başaramıyorsa…

  • Açıklama: Duyusal temelli motor bozukluklarda (örneğin dispraksi), beyin kaslara doğru ve yeterli sinyal gönderemediği için motor planlama zorluğu yaşanır.

  • Gözlem Örneği: Oyunlara katılamayan, akranlarından motor gelişim açısından geri kalan çocuklar.


7. Duyu Temelli Oyunlardan Kaçınma

  • Belirti: Oyun hamuru, çamur, boya, kum veya suyla oynamak istemiyor, ellerinin kirlenmesinden rahatsız oluyorsa…

  • Açıklama: Duyusal hassasiyet nedeniyle, bazı dokulara veya maddelere karşı aşırı bir kaçınma gösterirler.

  • Gözlem Örneği: Parmak boyası, kum havuzu veya çamur oyunlarından uzak duran çocuklar.


8. Rutinlere ve Değişime Aşırı Tepki

  • Belirti: Günlük rutinlerdeki küçük değişikliklere aşırı tepki gösteriyor, yeni ortamlara adapte olmakta zorlanıyorsa…

  • Açıklama: Duyusal dünyası karmaşık olan çocuk, tahmin edilebilir ve güvenli bir ortam arar. Beklenmedik değişimler kaygı yaratabilir.

  • Gözlem Örneği: Ani plan değişikliklerinde ağlama nöbetleri, geri çekilme veya öfke patlamaları.


9. Duygusal ve Davranışsal Sorunlar

  • Belirti: Kolayca öfkelenme, içe kapanma, sosyal ilişkilerde zorluk, kendini ifade etmekte güçlük…

  • Açıklama: Duyusal aşırı yüklenme (sensory overload) yaşandığında çocuk, kendini korumak için duygusal tepkiler gösterebilir.

  • Gözlem Örneği: Arkadaş ilişkilerinde çekingenlik, sosyal izolasyon veya öfke nöbetleri.


10. Kendi Duyusunu Fark Etmede Zorluk

  • Belirti: Açlık, susuzluk, tuvalet ihtiyacı veya ağrı gibi bedensel sinyalleri fark etmede güçlük yaşıyorsa…

  • Açıklama: Duyusal ayırt etme bozukluğunda, bedenin verdiği sinyaller algılanamayabilir.

  • Gözlem Örneği: Aç olduğunu geç fark eden, tuvalet ihtiyacını son ana kadar anlamayan çocuklar.


Ebeveynler İçin Bilgilendirici Not:

Bu davranışların rastgele olmadığını ve çocuğunuzun beyin işleyişinden kaynaklandığını bilmek, sizi suçluluk veya çaresizlik duygusundan kurtaracaktır.
Her çocuğun duyusal profili kendine özgüdür ve bu davranışların altında “sadece alışkanlık” veya “karakter” değil, nörolojik işleyiş farklılığı yatıyor olabilir. Doğru gözlem, empati ve profesyonel destek ile çocuğunuzun potansiyelini keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz.


SPD’nin Etkilediği Alanlar

Duyusal İşleme Bozukluğu (SPD) Çocuğun Hangi Alanlarını Etkiler?

SPD, çocuğun hayatının hemen her alanında kendini gösterebilen, çok yönlü bir nörogelişimsel bozukluktur. Duyusal bilgilerin beyin tarafından doğru şekilde işlenememesi, hem bireysel gelişimi hem de sosyal yaşamı doğrudan etkiler.
Aşağıda SPD’nin en sık etkilediği gelişim alanlarını bulabilirsiniz:


1. Günlük Yaşam Fonksiyonları

SPD’li çocuklar için basit gibi görünen günlük aktiviteler bile zorlu hale gelebilir.

  • Giyinme, diş fırçalama, saç tarama, banyo yapma gibi öz bakım becerilerinde direnç ve kaçınma gözlenebilir.

  • Bazı çocuklar giyinirken etiket veya kumaş dokusuna aşırı tepki gösterir; bazıları ise banyodan, saç kestirmekten veya diş fırçalamaktan korkabilir.


2. Sosyal İlişkiler

SPD, çocuğun arkadaşları ve çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurmasını zorlaştırabilir.

  • Oyunlara katılamama, grup aktivitelerine ilgisizlik veya aşırı hareketlilik nedeniyle dışlanma sık görülür.

  • Yüksek ses, kalabalık ortamlar veya fiziksel temas içeren oyunlarda kaygı ve kaçınma gelişebilir.


3. Aile İçi Etkileşimler

Duyusal hassasiyetler, aile içi ilişkileri de etkiler.

  • Ebeveyn-çocuk etkileşimi bazen çatışmalı, bazen de mesafeli hale gelebilir.

  • Aile bireyleri, çocuğun davranışlarını anlamakta güçlük çekebilir ve zamanla yorgunluk ya da çaresizlik hissedebilir.


4. Duygusal Regülasyon

SPD’li çocuklar, duygularını kontrol etmekte ve düzenlemekte güçlük yaşayabilir.

  • Öfke nöbetleri, anksiyete, içe kapanma veya ani ağlama krizleri duyusal aşırı yüklenme sonucu ortaya çıkabilir.

  • Duyusal deneyimler karşısında çocuklar kimi zaman “kaçış” tepkisi gösterir, kimi zaman da tamamen kapanabilir.


5. Öğrenme Süreci

Duyusal işlemleme bozukluğu, akademik başarıyı da etkiler.

  • Sınıf ortamındaki ışık, ses veya dokunma gibi uyaranlar çocuğun dikkatini dağıtabilir, öğrenme motivasyonunu azaltabilir.

  • İnce ve kaba motor becerilerdeki zorluklar, yazı yazma, kesme, yapboz tamamlama veya sportif etkinliklerde geride kalmaya yol açar.


6. Öz Güven Gelişimi

SPD’li çocuklar, akranları ile aynı becerileri sergileyemediklerinde özgüven kaybı yaşayabilir.

  • “Yapamıyorum”, “Beceriksizim”, “Ben farklıyım” düşünceleri gelişebilir.

  • Bu durum sosyal izolasyona, içe kapanmaya ve bazen davranış problemlerine sebep olabilir.


7. Davranışsal Tepkiler

SPD’nin en belirgin sonuçlarından biri, davranışsal uyumda güçlüklerdir.

  • Çocuklar bazen “inatçı”, “hırçın”, “inatçı” veya “uyumsuz” olarak nitelendirilebilirler; oysa bu davranışlar çoğu zaman altta yatan duyusal düzenleme sorunlarının bir yansımasıdır.

  • Beklenmeyen çevresel değişiklikler, ani duyusal uyaranlar veya rutin bozulmaları ani ve şiddetli davranışsal tepkilere yol açabilir.


SPD’nin Tanısı ve Ergoterapi Yaklaşımı

Bilimsel Temelli Değerlendirme ve Müdahale

SPD, henüz dünyanın her yerinde resmi bir tıbbi tanı olarak DSM veya ICD gibi teşhis sistemlerine tam anlamıyla girmemiştir. Ancak ergoterapistler, nörogelişim uzmanları ve çocuk gelişimciler bu durumu uzun yıllardır bilimsel olarak tanımakta ve etkili müdahale programları uygulamaktadır.

SPD’nin Değerlendirilmesi

  • Tanı sürecinde klinik gözlem, ebeveyn ve öğretmen görüşmeleri, standart test ve anketler kullanılır.

  • SPD’nin türü, şiddeti ve çocuğun yaşamına olan etkisi, multidisipliner bir bakış açısıyla detaylıca incelenir.

Ergoterapi Temelli Yaklaşım

SPD’nin tedavisinde en etkili ve kanıta dayalı yöntemlerden biri ergoterapi (iş-uğraşı terapisi) ve özellikle de Duyusal Bütünleme Terapisi’dir.

  • Duyusal Bütünleme Teorisi, Amerikalı ergoterapist ve nörobilimci A. Jean Ayres tarafından geliştirilmiştir.

  • Temel amaç, çocuğun duyusal sistemini yeniden düzenlemek, beyin ve vücut arasındaki uyumu artırmak, günlük yaşamda bağımsızlığı ve katılımı sağlamaktır.

  • Terapi programları bireyselleştirilir: Her çocuğun kendine özgü duyusal profili ve ihtiyaçları belirlenerek özel bir terapi planı oluşturulur.

  • Aile eğitimi ve okul iş birliği, sürecin ayrılmaz bir parçasıdır. Ergoterapist, ebeveynlere ve eğitimcilere günlük yaşamda uygulanabilecek pratik stratejiler sunar.

Ebeveynler İçin Kaynaklar ve Destek

Defne Duyu olarak SPD hakkında bilgi arayan ailelere aşağıdaki başlıklarda içerikler ve destek sunuyoruz:

  • Duyusal İşleme Bozukluğu Kontrol Listesi (SPD Checklist)

  • Ergen ve Yetişkin SPD Belirti Listesi

  • Evde Uygulanabilir Duyusal Bütünleme Aktiviteleri

  • Ağırlık Çalışmaları ve Proprioseptif Aktiviteler

  • Duyusal Diyet Planlama Rehberi

  • Oral Hassasiyetler ve Beslenme Sorunları

  • Uyumlu ve Rahat Giysi Seçimleri

  • Sınıf Ortamında SPD Yönetimi için Öğretmen Önerileri

  • Uyku Problemleri ve Çözüm Stratejileri

  • SPD ile İlgili Gerçek Aile Hikayeleri


SPD Gerçek Bir Nörolojik Durumdur

Duyusal İşleme Bozukluğu (SPD), tıpkı diğer nörolojik farklılıklar gibi, çocuğun davranışlarının, duygusal tepkilerinin ve günlük yaşamdaki zorluklarının ardında yatan gerçek ve bilimsel olarak açıklanabilen bir durumdur. SPD, hayal ürünü ya da yalnızca “aile eğitimi eksikliği” ile açıklanabilecek bir sorun değildir; beynin duyusal bilgileri algılama, düzenleme ve kullanma biçimindeki farklılıklardan kaynaklanır.

Tanı konulmamış veya fark edilmemiş SPD’ye sahip birçok çocuk, çevresi tarafından yanlış anlaşılır. Ne yazık ki bu çocuklar, kimi zaman “yaramaz”, “huysuz”, “inatçı” veya “isteksiz” gibi etiketlerle karşılaşabilir; akranları tarafından dışlanabilir ve aile içinde bile kendilerini yalnız hissedebilirler. Oysa bu davranışlar, onların kontrolünde değildir ve altında yatan nörolojik işleyiş mutlaka dikkate alınmalıdır.

SPD’yi tanımak ve çocuğunuzu bu bakış açısıyla değerlendirmek, hem çocuğunuzun hem de ailenizin yaşam kalitesini artırmanın en önemli adımıdır.

  • Çocuğunuzun yaşadığı zorluklara empatiyle yaklaşmak,

  • Uzman desteğine başvurmak ve

  • Doğru müdahaleleri uygulamak,
    onun gerçek potansiyelini ortaya çıkarmasında belirleyici bir rol oynar.

Unutmayın, her çocuk farklıdır ve her zorluk gelişimin bir parçasıdır. SPD ile ilgili farkındalığınız sayesinde çocuğunuzun güçlü yönlerini keşfetmesine, özgüven kazanmasına ve hayata daha umutla bakmasına destek olabilirsiniz.

Erken müdahale, sevgi ve sabırla atılan her küçük adım, çocuğunuzun güçlü bir geleceğe ulaşmasına kapı açar. SPD’yi fark edin, yolculukta onun yanında olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir