Duyu Bütünleme

Duyusal İşlemleme Bozuklukları Gerçek Mi ?

Duyusal İşlemleme Bozukluğu (SPD) Gerçek Bir Tanı mı?

Duyusal İşlemleme Bozukluğu (SPD) yani eski adıyla “Duyusal Entegrasyon Bozukluğu”, yıllardır tartışılan bir konu olmaya devam ediyor. SPD gerçekten tıbbi ve nörolojik olarak kabul edilen bir tanı mı? Cevap: Evet, gerçek bir tanıdır!

SPD Neden Hâlâ Tartışmalı?

SPD, tıpta ve psikolojide halen yeterli sayıda kontrollü bilimsel çalışmayla belgelenmemiş olsa da, bunun nedeni bozukluğun “saf” olarak izole edilmesinin zorluğudur. Çünkü SPD tanısı alan bireylerde çoğunlukla başka tanılar da (otizm, DEHB, Down sendromu, kaygı bozuklukları, gelişimsel gecikmeler, vb.) eş tanı (komorbidite) olarak görülür. Bu da bilimsel olarak kontrol grubu oluşturmayı ve net istatistikler üretmeyi zorlaştırır.

Örneğin, hem otizmli hem SPD’li bir çocukta hangi semptomun kaynağına indiğimizde ayrım yapmak bazen güçleşir. Yine de günümüzde SPD hakkında yapılan çalışmalar artmakta, yeni araştırma ve bilimsel veriler literatüre kazandırılmaktadır.


SPD’nin Tanısal Süreci ve Güncel Durumu

SPD, yıllarca tıbbi tanı sistemlerinde (DSM, ICD) resmi olarak yer almasa da, son yıllarda gelişimsel ve öğrenme bozukluklarına yönelik tanı rehberlerine (ör. ICDL) girmiştir. Bu, sağlık camiasında önemli bir adım olarak değerlendirilir. Gelecekte DSM-V ve diğer ana tıbbi tanı manuelerine de dahil edilmesi beklenmektedir.

  • SPD, geniş bir belirti yelpazesiyle “süreklilik” (continuum) gösterir: Vestibüler, propriyoseptif, taktil alanlarda hipersensitivite veya hiposensitivite şeklinde farklılıklar gösterebilir. Belirtiler gün içinde, haftadan haftaya değişebilir.

  • Herkesin duyusal tercihleri olabilir, ancak bir işlev bozukluğundan bahsedebilmek için duyusal zorlukların kişinin günlük yaşamını, işlevselliğini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkilemesi gerekir.


SPD ve Tıbbi Kabuldeki Son Durum

SPD kavramı, Amerika’daki ergoterapistlerin yoğun çabası ve SPD savunucularının bilimsel yayınları sayesinde, günümüzde nörolojik temelli bir tanı olarak ciddi biçimde kabul görmektedir. Ancak, halen resmi tanı rehberlerinde sınırlı şekilde yer almakta ve bazı sigorta sistemleri terapi ücretlerini karşılamamaktadır.

SPD ile ilgili araştırmalar, tanı kriterleri ve terapi protokolleri her geçen yıl daha da gelişmektedir. A. Jean Ayres’in kurucusu olduğu Duyusal Entegrasyon Teorisi, bugünkü SPD kavramının temelini oluşturur ve ergoterapi biliminde hâlâ güncelliğini korumaktadır.


Sıkça Sorulan Soru: “Herkesin duyusal hassasiyetleri yok mu?”

Hayır, herkesin kendine has duyusal tercihleri olsa da, bu bir bozukluk anlamına gelmez. SPD, kişinin yaşamını olumsuz etkileyen, okul, iş ve sosyal hayatında önemli sorunlara yol açan ciddi bir nörolojik bozukluktur. Duyusal tercihler hayat kalitesini bozmaz; SPD ise işlevsellikte ciddi kayıplara yol açabilir.


SPD Tanısında Toplumsal Farkındalık ve Savunuculuk

SPD’nin daha geniş çevrelerde tanınması, toplumun ve sağlık profesyonellerinin bilinçlenmesiyle mümkündür. Aileler, uzmanlar ve SPD’li bireyler deneyimlerini ve bilimsel bilgilerini paylaşmalı; doğru bilgi, erken tanı ve etkili tedavi için birlikte çalışmalıdır. SPD tanısının yaygınlaşması, hem terapiye erişimi hem de toplumsal kabulü artıracaktır.


Sonuç: Gelecek İçin Umut Var

SPD’nin gerçek bir tanı olduğunu gösteren bilimsel ve klinik gelişmeler her geçen gün artıyor. Yakın gelecekte, SPD’nin tıbbi literatürde tam anlamıyla yer bulması ve tedavi hizmetlerinin yaygınlaşması bekleniyor. defneduyu.com olarak, siz aileleri ve profesyonelleri bu alanda güncel bilgiyle buluşturmaya, savunuculuk yapmaya ve destek olmaya devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir