- Beyin Temelli Öğrenme
- Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
- Çocuklarda Konuşma Gelişim Gecikmesi ve Psiko-Konuşma Gecikmesi
- Disortografi Çocuklarda Yazım Bozukluğu ve Çözüm Yolları
- Duyu Bütünleme Nedir
- Ergoterapi Nedir? Temel Bilgiler ve Faydaları
- Migrenli Bireylerde Duyusal Modülasyon ve Ergoterapi Yaklaşımları
- Oyun ve Çocuk Gelişimi Oyun, Ergoterapi ve Gelişim Üzerindeki Etkileri
- Yazma Becerisi
- Bebeklerin İlk Yıl Gelişim Takvimi (0-12 Ay)
Çocuklarda Oral Duyu Hassasiyeti: 5 Belirti, 5 Neden ve 7 Etkili Tedavi Yöntemi

Oral Duyu Hassasiyetleri: Belirtiler, Nedenler ve Tedavi Yöntemleri
Duyusal işlemleme güçlüğü(SPD) olan çocuklarda ağız bölgesiyle ilgili iki temel hassasiyet türünden bahsedilir: aşırı hassasiyet (hipersensitivite) ve az hassasiyet (hiposensitivite). Çocuğunuzun ağız içi duyusal tepkilerini anlamak, yemek ve ağız bakım süreçlerini kolaylaştırmak için kritik öneme sahiptir.
1. Ağızda Aşırı Hassasiyet (Oral Duyu Defensiveness) Belirtileri Nelerdir?
Ağızda hipersensitivite yaşayan çocuklar genellikle şu belirtileri gösterir:
-
Diş fırçalamaktan ve yüzünün yıkanmasından hoşlanmaz.
-
Sınırlı yiyecek seçer ve bazı dokulardaki yiyecekleri reddeder (özellikle karışık dokular).
-
Yiyeceği yalnızca dişleriyle alır, dudaklarını kaşık/çatala değdirmek istemez.
-
Kolayca öğürme refleksi gösterir, yutkunmayı içecek yardımıyla gerçekleştirir.
-
Dokunmaya karşı hassastır; temas, oyun hamuru, çamur, kum, parmak boyası gibi dağınık oyunlardan kaçınır.
-
Yiyecekleri veya çatal/kaşığı avuç içiyle tutmak yerine sadece parmak uçlarını kullanabilir.
Oral Duyu Defensif Çocuklarla Çalışırken Nelere Dikkat Edilmeli?
-
Ağız, bedenin bir uzantısıdır; çocuğunuzun ne yaşayacağını önceden anlatın ve işlem sırasında adım adım bilgi verin.
-
Yavaş ve sabit basınç uygulayın. Yüzden başlayarak sırayla yanaklar, çene, dudaklar ve en son ağız içine ilerleyin.
-
Çocuğun hazır olmadığı alanlarda asla zorlamayın. Aşırı kaygı, korku veya öğürme belirtileri varsa, terapiyi kademeli ve sabırlı şekilde ilerletin.
-
Temel duyusal hassasiyetler ele alınmadan oral motor programlara başlanması genellikle etkili değildir. Öncelikle genel duyusal tolerans artırılmalıdır.
2. Ağızda Az Hassasiyet (Oral Duyu Hiposensitivite) Belirtileri Nelerdir?
Bazı çocuklar ise ağızda az duyarlılık (hiposensitivite) yaşar ve şunları sergiler:
-
Tatlı, ekşi, tuzlu, baharatlı gibi yoğun tatları çok severler; “sos çocukları” olarak tanımlanabilirler.
-
Karışık dokulu yiyeceklerden kaçınabilirler; ağzında yiyeceğin varlığını yeterince hissetmezler.
-
Dağınık yerler, ağızda yemek kalması veya yüzü kirli bırakma sık görülür.
-
Büyük lokmalar alır, yiyeceği çiğnemeden yutabilir, yanaklarına yiyecek stoklayabilir.
-
Diş çıkarma dönemi geçtikten sonra bile aşırı salya görülür.
-
Devamlı olarak ağızda bir şeyler bulundurmak isterler: oyuncak, kalem, giysi, sakız, plastik vb.
Oral Duyu Hiposensitif Çocuklarla Çalışırken Nelere Dikkat Edilmeli?
-
Daha fazla ağız içi duyusal uyarım sağlayan ve çiğnemeye uygun objeler (ör. çiğneme tüpleri) sunun.
-
Öğün öncesi oral ve genel duyusal uyarıcı aktivitelerle ağızlarını “uyandırın”.
-
Oral masaj cihazları, Z Vibe, dokulu materyaller ile ağız içini uyarmak etkili olabilir.
-
Hem derin basınçlı hem hafif, hızlı dokunuşlarla farklı türde uyarı sağlayın.
-
Yoğun dokulu, aromalı ve soğuk-sıcak farkı olan gıdaları tercih edin.
-
Çocuğa farklı büyüklükte lokmalar vererek yiyeceği ağzında “hissetmesini” teşvik edin; yaş uygunsa gözleri kapalıyken “tahmin oyunu” oynanabilir.
-
Yemek sırasında ve sonrasında yüzünü farklı dokudaki bezlerle silin; bebek bezi, kağıt havlu, dokulu peçete gibi.
-
Uyarı sırasını takip edin: yanaklar, çene, dudak, dişler/damak, iç yanaklar, dilin ucu-orta-kenarı, ağız tavanı.
3. Oral Duyu Hassasiyetlerin Nedenleri Nelerdir?
-
Genetik faktörler, prematüre doğum, nörogelişimsel farklılıklar
-
Travmatik diş hekimliği deneyimleri
-
Otizm, duyusal işlemleme bozuklukları, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi gelişimsel farklılıklar
4.Oral Duyu Tedavi ve Ergoterapinin Rolü
-
Oral hassasiyetlerin yönetimi ve tedavisi mutlaka duyusal entegrasyon konusunda deneyimli bir ergoterapist rehberliğinde yapılmalıdır.
Oral duyusal hassasiyetler (ağızda aşırı ya da az duyarlılık), beslenme alışkanlıklarını, ağız bakımını ve çocuğun sosyal yaşamını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, değerlendirme ve müdahale sürecinde, duyusal sistemler hakkında uzman bilgisine sahip bir ergoterapist ile çalışmak kritik öneme sahiptir. Ergoterapist, çocuğun bireysel ihtiyaçlarına yönelik ayrıntılı bir duyusal profil oluşturur ve tedavi planını buna göre özelleştirir. -
Bireysel oral motor egzersizleri ile ağız içi duyusal tolerans artırılır.
Çocuğa uygun seçilmiş oral motor egzersizler; dudak, dil, çene ve yanak kaslarını güçlendirirken aynı zamanda ağız içi dokulara karşı toleransı artırır. Bu egzersizler arasında; pipetle içme, balon şişirme, değişik dokudaki yiyeceklerle çalışmak, üfleme oyunları ve çiğneme aktiviteleri yer alabilir. Düzenli egzersiz uygulamaları, çocuğun yeni tatlara ve dokulara daha açık hale gelmesini sağlar. -
Aileye özgü ev programı, günlük yaşamda kolay uygulanabilecek önerilerle desteklenir.
Etkili bir tedavi için, sadece seanslarda yapılan uygulamalar yeterli değildir; çocuğun yaşam ortamında da destekleyici aktiviteler gerekir. Ergoterapist, aileye pratik ve sürdürülebilir öneriler sunar. Örneğin, yemek hazırlama sürecine çocuğun katılması, farklı sıcaklık ve dokuda yiyeceklerin birlikte keşfedilmesi veya diş fırçalama öncesi kısa rahatlama egzersizleri yapılması gibi günlük yaşam aktiviteleriyle sürece katkı sağlanır. -
Yemek saatleri, diş fırçalama ve günlük bakım rutinleri yapılandırılır.
Rutinlerin yapılandırılması, çocuğun kendini güvende hissetmesine ve beklentilerinin netleşmesine yardımcı olur. Yemek saatlerinde yeni yiyecekler kademeli olarak tanıtılır; diş fırçalama öncesi ağız içi duyusal hazırlıklar (örneğin ağız masajı veya soğuk suyla çalkalama) uygulanabilir. Bakım rutinlerinin eğlenceli ve öngörülebilir olması, çocuğun katılım ve iş birliğini artırır. -
Çocuğun stres düzeyi, kaygısı ve motivasyonu göz önüne alınır.
Oral duyusal hassasiyetle başa çıkma sürecinde, çocuğun duygusal durumu da her zaman dikkate alınmalıdır. Ergoterapist; çocuğun stres ve kaygı düzeylerini izler, gerektiğinde gevşeme teknikleri veya oyun temelli motivasyon stratejileri uygular. Pozitif pekiştirme, çocuğun yeni deneyimlere daha açık ve istekli olmasını destekler.
Sonuç ve Tavsiye
Ağız bölgesinde aşırı (hipersensitivite) ya da az (hiposensitivite) duyusal hassasiyet belirtileri gösteren çocuklar, günlük yaşamlarında ve sosyal ortamlarda çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler. Bu çocuklar, beslenme sırasında yeni tat, doku veya sıcaklıkları reddedebilir; diş fırçalama ve ağız hijyeni aktivitelerine aşırı tepki gösterebilir; bazen de tam tersi, aşırı ağız uyarımı arayışıyla ellerini, eşyaları ya da oyuncakları ağızlarına götürebilirler. Aşırı hassasiyeti olan çocuklar genellikle belirli yiyeceklerden, dokulardan veya ağızlarına dokunulmasından kaçınırken, az hassasiyeti olan çocuklar ise daha yoğun tad, doku ve ağız içi uyarılara ihtiyaç duyabilirler.
Bu durumlar, çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesini, sosyal etkinliklerde yer almasını, akranlarıyla yemek paylaşmasını ve hatta diş sağlığını doğrudan etkileyebilir. Özellikle okul çağındaki çocuklar, sınıf içi etkinliklerde (örneğin doğum günü kutlamaları, atıştırmalık saatleri) ya da arkadaşlarıyla yemek yerken zorlanabilir ve bu da sosyal uyumlarını olumsuz yönde etkileyebilir.
Doğru şekilde planlanmış duyusal stratejiler ve ergoterapi desteğiyle bu zorluklar büyük ölçüde aşılabilir. Ergoterapist tarafından yapılan detaylı değerlendirme sonucunda, çocuğunuzun duyusal profilini ve hassasiyet düzeyini anlamak mümkündür. Buna göre, çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir müdahale programı hazırlanır. Bu programda; farklı tat, doku ve sıcaklıklarla güvenli bir şekilde tanışma, beslenme rutinlerinin yapılandırılması, ağız hijyeninin desteklenmesi, rahatlatıcı ve teşvik edici aktiviteler gibi yöntemler yer alabilir.
Ergoterapistiniz, sizi süreç boyunca bilgilendirir ve çocuğunuzun günlük yaşamda karşılaştığı güçlükleri aşması için evde ve okulda uygulanabilecek pratik stratejiler sunar. Ayrıca, ailenin ve öğretmenlerin de iş birliğiyle çocuğun sosyal ortamlarda daha güvenli ve bağımsız hareket etmesi sağlanır.
Çocuğunuzun oral hassasiyetiyle ilgili endişeleriniz varsa, en kısa zamanda bir ergoterapiste başvurmanız oldukça önemlidir. Erken müdahale sayesinde hem çocuğunuzun beslenme ve hijyen alışkanlıkları güçlenir, hem de sosyal yaşama daha sağlıklı ve uyumlu şekilde katılması desteklenir. Unutmayın, doğru destekle her çocuk potansiyelini en iyi şekilde ortaya koyabilir.
Daha fazla okuma için:
Oral Sensory Processing and Feeding Problems in Children with Autism Spectrum Disorders: https://www.jandonline.org/article/S0002-8223(09)01808-2/abstract
The Effectiveness of a Program of Oral Sensory-Motor Therapy with the Severely and Profoundly Developmentally Disabled : https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/153944928100100204